Kayıhânoğulları obasında Domaniç’ten Söğüt’e dönüşte hüzün vardı. Tüm obanın anası Hayme Ana vefat etmiş, tüm gözler yaşla dolmuştu. Ertuğrul Bey ve Dündar başta olmak üzere tüm Kayıhânoğulları son görevlerini yerine getirmek için Domaniç’in güney batısında kalan Çarşamba Köyü’nde toplandı. Cenaze namazı kılınıp, helallikler alındıktan sonra dualar eşliğinde Hayme Ana, Anadolu’yu Kayıhânoğulları’nın anayurdu yapmak için toprağa verildi. Ertuğrul Bey, anasından ayrılmamak için göçü yavaşlatıyor ve bekletiyordu ancak, dünya işleri de devam etmeliydi. Gözü yaşlı bir şekilde istemeye istemeye Söğüt’e dönen Ertuğrul Bey, göç işlerini büyük oğlu Gündüz’e ve ticaret işlerini de oğlu Saru Yatı Savcı’ya bıraktı. Dündar’ı ise bir süreliğine kendine vekil tayin etti. Ertuğrul Bey, kışı inzivaya çekilip geçirmek üzere küçük oğlu Osman ile İtburnu (Uludere) köyünde dergâhı bulunan Şeyh Edebâli’nin yanına gitti. Hem dünya hayatının dertlerinden kurtulup ahret hayatına yönelecek hem de Osman’ı yetiştirmesi için tamamen Şeyh Edebâli’ye teslim edecekti.