Gündüz Alp muhtemelen 1160 Ahlât doğumlu olup, Hayme Ana ile evlenip, Gündoğdu, Sungur Tekin, Ertuğrul (d.1191-Ahlât) ve Dündar adlarında oğulları oldu.
Ahlât, 1100-1207 yılları arasında Ahlât Şahlar (Ermen-Şahlar) denen Türkmen hanedanı tarafından yönetildi. Bölgenin hâkimiyeti 1208-1230 seneleri arasında Eyyubîler’in bir kolunda iken de Kayıhânoğulları, Anadolu Selçuklu Sultanı’na tabi olan bu beylerle de yaşamaya devam etti.
1226 yılında Celâleddîn Harzem-Şâh, Malazgirt yoluyla Ahlât’a ulaştı ve civar bölgelerde meydana gelen Harzem-Eyyubî savaşlarında halk büyük zararlara uğradı. Harezm askerleri aynı yıl içinde Erzurum, Bingöl ve Amid (Diyarbakır) bölgelerine yağma akınları yaptı. Bu yörelerde yaşayan Türkmen boylarının bir kısmı Harzem akınlarından daha fazla zarar görmemek ve onların zulümlerinden kaçmak için Suriye taraflarına göç etti. Kayıhânoğulları beyi Gündüz Alp de aşiretini korumak için kışlak olarak da kullandığı, Kayı boylarından olan Mardin Artukluları’nın bölgesindeki Halep taraflarına göçtü.
Celâleddîn Harzem-Şâh, 1229 yılının ağustos ayı sonlarında Ahlât’ı beşinki kez kuşatmaya başlayıncaya kadar civar halka eziyetler yaparak mallarına el koydu. Moğollara ve Gürcülere karşı kazandığı zaferlerle bölgede efsaneleşen Celâleddîn’in bu baskıcı ve yağmalayıcı tavrı nedeniyle bölgedeki Türkmen aşiretlerinin çoğu ondan yüz çevirdi ve onun hiddetinden kaçınmak için civar illere kaçtı.
Celâleddîn Harzem-Şâh, şiddetli ve acımasızca on ay süren bir kuşatmanın ardından Mayıs 1230’da Ahlât Kalesi’ni ele geçirdi ve üç gün boyunca şehri yağma ettirdi. Yağma öyle şiddetliydi ki Ahlât’ın bütün zenginlikleri ve değerleri kayboldu.
Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubâd ve Mısır Eyyûbî hükümdarı El-Melik Kâmil, Celâleddîn Harzem-Şâh’ın kendi ülkelerine karşı harekete geçmesinden endişe ederek güçlerini birleştirdi.
Sultan Alâeddin Keykubâd Konya’dan hareketle tüm beylik güçlerine haber verip, onları kendi ordusunda toplayarak Sivas’a vardı.