# Hacı Bektâş-ı Velî

1271 yılında, sonradan Hacı Bektâş-ı Velî namıyla şöhret bulacak Hacı Bektaş, yetiştirdiği müritlerini Anadolu’ya ve Balkanlara gönderdikten sonra vefat etti. Cenazesi dokuz yıldır yanında bulunan merhum Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı önderliğinde defnedildi.

1209 yılında Nişabur’da doğmuş olan Hacı Bektaş, Lokman Perende’nin himayesinde ve Yesevilik öğretisinin etkin olduğu bir ortamda yetişmişti.

Yesevîlik ile Kalenderîliğin karışımından oluşan Haydarîlik tarikatının bir mensubu olarak kardeşi Menteş ile Baba İlyas’a katılmak için Anadolu’ya gelmişti. İki kardeş Anadolu’ya gelince Baba İlyâs-ı Horasânî çevresine girerek Vefâîlik tarikatına intisap etmişti.

Kısa sürede Hacı Bektaş ve kardeşi Menteş, Baba İlyas’ın altmış halifesi arasında yer almıştı. Ancak Hacı Bektaş 1239 yılında, Baba İlyas’ın Selçuklu devletine karşı başkaldırısını tasvip etmeyip Babaîlerden ayrılıp Sulucakarahöyük’e (Hacıbektaş) gelmişti. Kardeşi Menteş ise isyana Baba İlyas’ın yanında katılıp, 1240 yılında Babaîler Kırşehir’e bağlı Malya ovasında Selçuklu ordusu karşısında yenilgiye uğrayınca Baba İshak ile birlikte öldürülmüştü.

Selçuklu yönetiminin Babaîleri takiplerinden Sulucakarahöyük civarında saklanarak kurtulan Hacı Bektaş, 1250 yılında ortaya çıkıp, zaviyesini burada kurarak, kendi öğretilerini civardaki insanlara anlatmaya başlamıştı. Kısa sürede etrafta ünlenen Hacı Bektaş zaman içinde Seyyid Mahmûd-ı Hayrânî, Ahi Evran gibi Anadolu’nun önde gelen velileri tanışıp Mevlânâ Celâleddin Rumî ile mektuplarla ilmi konularda tartışır olmuştu. Ahi Evran ile her ay birleşip, Ahiyan-ı Rum teşkilatının Anadolu’da daha iyi örgütlenmesi için uğraşmıştı.

1262 yılında Ahi Evran’nın Kırşehir’de Moğollara karşı şehit olmasıyla eşi Fatma Bacı, Hacı Bektaş’ın yanına gelmişti. Bundan sonra Hacı Bektaş ile Fatma Bacı hem Ahiyan-ı Rum hem de Bacıyan-ı Rum teşkilatlarını Anadolu’da yaymak için çalışmıştı. Hacı Bektaş, velileri aracılığı ile çevredeki gayri Müslimlerin ve tanıştığı Moğol otoritelerinden bir kısmının Müslüman olmasını sağlamıştı.

1271 yılına gelindiğinde öleceğini anlayan Hacı Bektâş-ı Velî, başta Abdal Mûsâ olmak üzere yetiştirdiği birçok halifesine icazetnamesini vererek Anadolu’nun bir yöresine kendi öğretilerini yayması için gönderdi ve kendisi de kerametine yakışır bir şekilde Haydarî zaviyesi olan Sulucakarahöyük’teki (Hacıbektaş) dergâhında vefat etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dursun SARAL Kitap © 2023 Frontier Theme