20 Nisan günü, Sultan Baybars, Kayseri’ye yakın bir köyde konakladı. Memlûk ordusunun geldiğini duyan şehrin ümerası, âlimleri, zahidleri, tacirleri, halkı ve de kadınları, Sultan Baybars’ı karşılamaya çıktı. Sultan, halkın bu hareketinden memnun kalarak onlara bundan dolayı teşekkür etti. Ayrıca halktan ve yoksullardan bir topluluk, sevinçle vecde gelip mutlulukla zikir naraları attı. Sultan Baybars kadılara ve âlimlere kendi askerlerinin yanında yer vererek onlarla tek tek ilgilendi. Sultan, atından inerek kendisi için hazırlanmış olan otağa çıktı. Selçuklu geleneğine göre saltanat otağının olduğu yerin önünde nevbet çalındı. Sultan mahşeri kalabalığın otağa doğru yaklaşmasını emretti ve kendisini görmelerine izin verdi. Halk, oyunlar ve şarkılarla bu kurtuluş gününü kutluyor, eğlenceler ve şenlikler yapıyordu. Sultan Baybars, ihsanlarda bulundu ve her mevkiye birini tayin ederek, Emir Seyfeddin Çalış’ı da kendi naibi yaptı.
Sultan Baybars, 22 Nisan günü, Kayseri şehrine girdi. Sultan, saraya gelerek kendisi için hazırlanan Selçuklu tahtına oturdu. Orada bulunanlar, Sultanı kutlamayıp elini öptüler. Bundan sonra kadılar, fakihler, âlimler, sufiler, sarıklılardan diğer mevki sahipleri hazırda bulundular ve Sultan bunların her biriyle tek tek ilgilenerek iltifatlarda bulundu. Selçukluların her cuma günü âdet olduğu gibi Emir-i Mahfil (Teşrifat Nazırı) ayakta durarak Sultanın buyruklarını yerine getirmek için önünde durdu. Kurrâlar hep birlikte Kur’an okudu. Merasim sonrasında Sultanın şerefine verilen ziyafette yemekler yenildi. Sultan, istirahata çekilip dinlendikten sonra tekbir sesleri arasında Cuma namazına gitti. Sultan Camisi’nde birlikte namaz kılındı ve müezzin Sultan Baybars adıyla hutbeyi okudu.
Sultan Baybars, askerlerine Kayseri’de bütün ihtiyaçlarını ve hayvanlarının yemini kendi paraları ile satın almalarını sıkı sıkı tembihledi. Bu münasebetle Anadolu halkına “Ben memleketi yağmaya değil, Selçuklu Sultanını Moğolların esaretinden kurtarmaya geldim.” diyordu. Sultan, Kayseri’de Selçuklu tahtına çıktıktan sonra, kendi devletinin beldelerine fetihnameler gönderip müjde haberini verdi ve bunda “Mel’un Moğolları yendik ve Anadolu’yu bir günde aldık” ifadesini kullandı.